1 Ağustos 2008 Cuma

NEREDEN NEREYE...

Kaldığım yerden devam ediyorum karanlığıma…
Uzun bir aydınlık koşuşturmanın ardından,
Geri dönüyorum ait olduğum topraklara…
Ayaklarımla basmadığım… havasını almadığım…

Kapatıyorum gözlerimi soğuk rüzgara karşı…
Acı acı gülümsüyorum kendi kendime…
Boşluğa bırakılışımın şerefine,
Boşaltıyorum ciğerlerimdeki oksijeni büyük bir istekle…

Düşüncelerim, hislerim, isteklerim, beklediğim yaşam…
Hepsi karanlıklar nehrimde sonsuzluğa gidiyor şimdi.
Asla ulaşamayacağım o meçhul sonsuzluğa…
Ve ben bakamıyordum ardından… Bakamıyorum…

Yok sayıyorum tüm güzel şeylerimi…
Beni, seni, onu, herkesi… Her kesimi…
Alçakça oyun oynuyorum sanki kendimle
Kazanmanın da kaybetmenin de aynı olduğu bir biçimde…

Sonra sen çıkıyorsun karşıma tüm görkeminle…
Kirli bedenler dünyasından gelen temiz bir ruh…
Sarıyorsun ruhumun dört bir yanını zaman içinde…
Bir uyuşturucu gibi bağımlık yaratacak şekilde…

Ruhuma giriyorsun…
Zihnime giriyorsun…
Düşüncelerime giriyorsun…
Sen çıkana dek oradan çıkmıyorsun…

Mum ışığıyken en başlarda,
Şimdi koca bir güneşe dönüşüyorsun
En güzel, en tatlı gülümsemelerin ardında…
En acı duyguları paylaşıyorsun benimle…

Gözlerin en derin kelimeleri bile alt üst edecek kadar anlamlı… Karanlığımın içindeki en küçük aydınlıktan daha çekici.
Kaybolan huzurumu yeniden getiren bir meleksin belki…
Ya da tanrının yansımasını gösteriyorsun bana gizli saklı…

Karanlığı aydınlık,
Kötüyü iyi,
Soğuğu sıcak,
Uzağı yakın ediyorsun… Bilmem farkında mısın…

Sen beni var ediyorsun…
Yok ediyorsun…
Tekrar ve tekrar bir şekilde…
Ve ben bunu en baştan kabulleniyorum…
Sana karşı yenik ama kendime galip olduğumu…
En baştan ve en saf duygularımla kabul ediyorum…

Hiç yorum yok: